30 Ocak 2010 Cumartesi

Kurşuni renkler...

Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar
İzlerini sürüp de, gidecek beyaz beyaz
Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
Yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz
Yok olmaz erken daha
Biraz geç kalın ne olur
Hiç hazır değilim henüz
Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
Tanıdık değil bana güz
Yok olmaz dur
Dur gidemezsin
Gözlerimin rengi dur
Bulutlara dönemezsin
Yok alamazsın
Beni deli zaman
Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
O gün başka renkte ağaracak biliyorum
Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
Ne olur sanki biraz daha zaman verseniz
Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum...

 Ne bu ruh hali? Ben de kendi kendime bunu soruyorum şu anda. Ama bütün içsesler sustu. Hepsi ayrı bi köşeye çekilmiş durumda. Fırsat bu fırsat. Konuş kalbim dedim ben de. Ama sen de sustun. Kırıldın mı diye soruyorum, ama yanıt yok. Birdaha seni asla kırmalarına izin vermeyeceğim dedim biliyorum ama... Tutamadım sanırım sözümü. Artık bana inanmazsın da. İnanma zaten. Kırılacaksın çünkü. Bir gün, bir ay, bir yıl, on yıl geçse de değişmez bu hiç. Midende kelebeklerin uçuşmasını hissettiğin an hazırlıklı ol. O geçici mutluluğun tadını çıkar. Yağmurdan önceki o sinsi rüzgar gibi... Anla ki geliyor bela. Ne kadar çok pır pır ederse o kelebekler, tahrip daha fazla olur hep. Sonra ben başlarım yine, yeniden içindeki o cam kırıklarını temizlemeye. Sessizce ağlarsın sen. Haketmedim dersin hep. Ben de gülerim sana. Biliyorum haketmedin derim. Ama sana söz birdaha...
Tutamadığım sözler verdiğimi biliyorsun. Bir sen biliyorsun. Bir de o en uzaklardaki. Şu anda yanımda olabilmesi için herşeyimi gözümü kırpmadan verebileceğim o. Sabah olduğunda bu sessizlik bitecek içimdeki. Bütün sesler hepbir ağızdan konuşmaya başlayacak yine. Sen de hepsini dinleyip, gülüp eğlenip, sızlayan yaralarını unutacaksın. O heyecan içindeki küçük kalp, tazeleneceksin. İzler kalıyor mu diye soramıyorum sana. Korkuyorum. Kalmasın istiyorum. Hep böyle sevnçli, heyecanlı kal diye, insanlara güvenmeye, onları sevmeye devam et diye. Hep son model, sıfır, çiziksiz ol istiyorum. Bütün o kötü şeyleri unut istiyorum, küçük bi çocuğun eline kocaman bi elma şekeri verirsin ya ağlarken, susar hemen, gözünde boncuk boncuk yaşlarla kocaman bi gülümseme yerleşir yüzüne hani. Öyle unut işte. Herşeye rağmen gül istiyorum. Kurşuni renkleri pembeye boya, bütün mevsimler yaz olsun senin için istiyorum. Hiç yaşlanma istiyorum. İçindeki o ateş hiç sönmesin. Hep onsekiz yaşında kal istiyorum. Düştüğünde oturup ağla, ama sonra katıla katıla gül istiyorum. Birkaç dakika sonra dünya sona erecekmiş gibi yaşa istiyorum, kimseyi kırma istiyorum. Seni kıranları çabucak affet istiyorum.

Ben bunları istiyorum. Seninle böyle fırsat bulup, pek fazla konuşamıyoruz biliyorum. Ben sana hep ağlarken masallar anlatıyorum böyle. Bu gece de öyle yaptım işte. Bu sefer daha kolay susarsın ümidiyle... Seni avutmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Daha çok yoruyorsun beni. Korkuyorum. Sakın taşlaşma. Hep sıcacık kal içimde. Sevecen. Gülerken kocaman gamzelerin olsun. Kalbim. Sana söz veriyorum. Hep kalbin kırılacak. Ama ben hep böyle tatlı tatlı avutacağım seni. Söz...

4 yorum:

  1. biz sevgilimle bu şarkıyıı çokk severiz...ama göksel söyleynce daha güzel oluyorr...

    YanıtlaSil
  2. Bende bayılıyorum pofişim bu şarkıya. Hüzünlü olduğumda Sezen Aksu dinlemem ama bu şarkı istisna. Çok seviyorum :D

    YanıtlaSil
  3. Bu ne, nasıl bir ruh hali bu. Arada delilik iyidir demiştim evet arada bu ruh hali de iyi oluyor insanı kendine getiriyor. Ama yeniden yenilenmeyi bilmek gerek yoksa eyvaaaah. Yüreğinden gelenler güzel, güzel arkadaşım...

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim Demetcim. Çok hüzünlüydüm o gece ben. Ya bi de şu var çok ilginç ve komik ama, inanır mısın bilmem; Dolunay çıktığı gecelerde hep böyle duygusallaşıyorum, hassas oluyorum ve dengesiz. Mutlaka ya kavga çıkarıyorum, ya kendi kendimi yiyorum. O gece de öyle oldu işte :) Kendi kendimi yiyip ağlayıp durdum :)

    YanıtlaSil

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts with Thumbnails