16 Aralık 2009 Çarşamba

Zeytin bereketli olsun :)


Bugün biraz kırgınlık vardı üzerimde. 2-3 gün bahçe işleriyle uğraşınca ve hava da bu kadar soğuk olunca bünye yoruluyor herhalde. Neyseki nane, bal ve maydonoz üçlüsü kendime getirdi beni ve bir de kuru soğan. Ne kadar kötü koksa da ve yedikten hemen sonra midemi biraz ağrıtsa da en kuvvetli antibiyotik özellikli gıdalardan. En son ne zaman bir sağlık sorunu nedeniyle doktora gittiğimi hatırlamıyorum. Hele grip ve soğukalgınlığından hiç gitmedim. E tabi bu demek değil kimse gitmesin. Ben sadece mideyi ilaçla doldurmaya karşıyım. Yaşlandıkça nasıl olsa envai çeşit ilacı kullanacağız. Bu romatizma hapı, bu kalp hapı, bu tansiyon, şeker... Evinde yaşlıları olanlar bilir; bi ilaç kutusu vardır içi tepeleme ilaçla dolu olan :)
Neden bahsedecektim konu nereye geldi :) 2 gündür hasata başladık. Dip zeytinlerimizi topladık. Yani ağaçtan yere düşenleri. 30 ağaçlık minicik güzel bahçemiz 108 kilo dip zeytin verdi. Ve onlarla da ilk yağı çıkardık. Mükemmel bir aromaya sahip. Yaz aylarında çoğu çiftçi ot ilacı kullandı. Ben de annem de bunun çok zararlı olduğunu düşünmüştük. Ve haklıydık da. Çünkü ürün verimi düştü kullananlarda. Zeytinleri toplarken aklıma yazın yolarken keni kendime söylendiğim zamanları düşündüm; keşke biz de ot ilacı atsaydık diye. :) ama sonuç gayet güzel oldu. Tabi 108 kilodan 60 kilo yağ almamız da cabası :) bu rakamlar zeytin işini azcık bile bilen birileri için mucize rakamlar %50 den fazla yağ çıkması mümkün değil teoride :) ama pratikte oldu işte.
Yarın da üstleri alacağız tabi bulutlar müsade ederse.

(Resim yaz aylarından. Şu ot yolma zamanından :))

15 Aralık 2009 Salı

Bahçe işleri


Geçen gün eniştem güzel bi söz söyledi. Bi köşe yazısından alıntı. Şu aralar facebookta yaşanan bahçe çılgınlığı hakkında. Hayatında tek bir çiçek dikmemiş adam kuşkonmaz yetiştiriyor diye. Çok gülmüştüm. Ben de başka bir formatta bahçıvanlık yapanlardanım. Bahçıvanlar diyarı adlı bir oyunda. Burası da benim bahçem çok uzun sürelerde yetişiyor bitkiler ama farmvilleden daha keyifli olduğu kesin. 1-2 günde bir hasat yapıp diğer oyuncularla etkileşim halinde olmak güzel bişi :) Bu arada geçen ayın ortalarında evin bahçesine diktiğim sümbül soğanları filizlenmiş küçücük. En kısa zamanda fotoğraflarını çekip paylaşacağım.

Chokolat Cupcake


Dün akşam haberleri izledikten sonra (Show tv) Ezel dizisi başlayana kadar tatlı bişiler pişirebilir miyim acaba diye düşündüm. Malum reklamların uzunluğu özetler falan. koşturdum mutfağa ve o canım minik kalori canavarı lezzetli cupcakelerimden hazırladım. Fakat ne yazık ki fotoğraflarını çekmeyi unuttum. Bu fotoğraf Martha Stewart'tan. Zaten tarif de ondan alıntı. Ben birkaç değişiklik yaptım tarifte. Artık ilk tariften daha lezzetli. Gelelim yapımına, çok çok kolay.


Malzemeler;

180 gr. kakao
90 gr. un
yarım çay kaşığı kabartma tozu
1/4 çay kaşığı tuz
180 gr. tereyağı
225 gr. şeker
3 yumurta
1 çay kaşığı vanilya ekstresi yada 1 paket toz vanilya( toz kullanılacaksa unlu karışıma eklenmeli)
125 ml. süt

Şimdi kolay kısmına geliyoruz. bir kapta sıvılar diğer kapta kurular yani;
Kakao, un, kabartma tozu ve tuzu karıştırıyoruz. Diğer bir kapta (mümkünse derince bir kap) oda ısısında (aslında ben daha çok benmari yapıyorum. sıcak suyun içine oturtuyorum kabı. ama çok fazla eritmeden yağı) tereyağı ve şekeri çırpıyoruz önce. yumurtaları tek tek ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Vanilyayı ekliyoruz (toz vanilya ise unlu karışıma ekliyoruz. Toz karışımı ekleyip karıştırıyoruz. Son olarak da sütü ekleyip çırpıyoruz. Önemli olan bu çırpma işlemini azar azar yapmak yani çok fazla çırpmamak. Sonra cupcake kalıbımıza kağıtları yerleştirip, 3/4 oranında dolduruyoruz. Tamamını doldurmayın çünkü çok kabarıyor. 20-25 dakika kadar 180 derecede pişiriyoruz. Resimdeki cupcake Easy White Icing ile kaplanmış. Ben pek kaplamıyorum üstünü. Bu haliyle bile kalori patlaması yaşatıyor insana. Ama tarifini yazabilirim yine de. Özel günler için :)

Easy White Icing
180 gr. oda ısısındaki tereyağını çırpıyoruz. Köpük gibi olana kadar. 180 gr. şeker ekleyip devam ediyoruz çırpmaya. Çok koyu olursa eğer 1-2 yemek kaşığı süt ekliyoruz.

Kanaviçe işlemeli yastık kılıfı



Bu yastık kılıfını da 1-2 sene önce işlemiştim. Kanaviçe merakı sardığı zamanlar. İşleyip bir köşeye atmışım öylece. Geçen hafta yaptığım toplu temizlik esnasında buna da el atmamın zamanının geldiğini gördüm. Yeşil tül kurdela aldım. Evdeki kanaviçe kumaşıyla, önüyle aynı ebatta arka kapak yaptım. İki parçayı arasına kurdelayı alarak kenardan 1 cm kadar diktim. İç kenarlarına atmasın diye sürfile de yaptım tabi. Ve işte bu yastık çıktı ortaya. :) Ortasında "Je pense a toi" yazıo. Seni düşünüyorum demek Fransızca. Bunu işlerken sevgilim yurtdışındaydı ve ben gerçekten de onu düşünerek işledim bu yastık kılıfını. Model DMC Kanaviçe dergisinden sanırım 2. sayısıydı. Artık iplerle işlemiştim bunu. çünkü çok fazla renk var ama bütün renklerden azar azar gerekli. O yüzden yeni ipler almak yerine, eskilerden elimde kalan renkleri uydurmayı daha uygun buldum. E devir ekonomi devri malum :) Ha tabi birde içine astar yapıp doldurdum. İlk yaptığım astar büyük geldi. İlk denememdi çünkü :) Ama öğrendim artık. Astar dış kılıftan en fazla 0,5 cm büyük olmalı.

Pembe Örgü Bere




Bu da geçen yıl ördüğüm bere. Şeker pembesi simli yünle ördüm. 80 ilmek başlamışım, 5 sıra lastik, 6.sırada kurdela için bir ajur 1 yüz, 7.sırada 5 yüz 5 ters 4 sıra boyunca. sonraki sıraları saç örgü dolaması yapmışı 2 defa. Yaklaşık 20 cm sonrada kesmişim. Üstüne de düğmemsi bi çıkıntı yapmışım. :) Şimdi alsam hayatta yapamam. Kafadan yapmıştım bu bereyi çünkü atmasyon yani :) olmuş ama çok şirin hem de. Kenarlarına da kurdelayı geçirip şirin bi fiyonk attık mı bu iş tamamdır :)

Pembe Keçe Telefon Kılıfı

Yeni başlayan keçe merakımın bir ürünü şirin telefon kılıfı :)


















Önce telefonumun ölçülerinde bi şablon hazırladım. Kenarlarını yuvarlattım ve üzerini süsleyip diktim :)




Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts with Thumbnails