Bunlar benim ilkokul armalarım. Şekilleri kaymış biraz ama. Olsun artık o kadar. İlk baştaki taa 1987 yılından. 11 Eylül İlkokulu :) Siyah önlüklerimizde kalbimizin üzerine yapışırdı bu armalar :) Ne nostalji ama. Annem saklamış bunları hep. Ben de lise armalarımı saklıyorum ama, henüz onlara ulaşabilmiş değilim :) Nerede olduklarına dair hiçbir fikrim yok :)
Bu şirin bebek benim için daha bir değerli. Annem ben küçükken her ay başında maaşını aldığında bana oyuncak bir bebek alırdı (Koleksiyonumu tahmin edersiniz :))Öyle bir alıştırmıştı ki beni bu duruma. Büüyüdüğüm halde eline bakar olmuştum maaş günlerinde. Yine bir maaş günü :) okuldan eve geldim. Anneme bakıyorum. Hani bebeğim nerde gibisinden :) Ne oldu dedi bana, ne nooldu yahu bebeğim nerde dedim. Bebek yok artık, kocaman kız oldun artık dedi. Bir başladım ki ağlamaya susturabilene aşk olsun. :) Annem de gülüyo hala ama umursamaz bi biçimde. Dedi ki git odana. Masamın üstünde bu bebecik bekliodu beni :) Ve bu son bebeğim oldu benim. Yani annemin aldığı son bebek :) Sonrakileri kendim aldım. Dün kıyafetlerini yıkadım. Giydirirken bişi farkettim. Hep derler ya hani işte, kadınların genlerinde var çocuk bakımı vs. Ne alakası var. Aklımız ermeye başladığından beri bebeklerle uğraşıyoruz. Kaan'ın üzerini değiştiriyordum geçen gün. Allahım dedim ne kadar marifetliyim, çocuğu sakatlamadan soyup giydirdim. Ah aptal Fatma, 12-13 yaşına kadar bütün bebeklerini soyup giydirdin. Tabiiki kolaylıkla becerirsin o işi :)
PS: İnşallah böyle sapsarı bi bebeğim olur. :)
bende öyle düşünüyordum eşim çocukken sapsarıymış ama baskın gen hangisiyse öyle oluyor canım
YanıtlaSil